Son yıllarda aşırı veya yanlış miktarlarda kullanılan pestisit ve herbisitler, topraktaki zararlı böceklerle birlikte yararlı organizmaların da yok olmasına neden olmuştur. Bu da toprağın verimsizleşmesi ve biyolojik çeşitliliğin yok olması ile sonuçlanmıştır. Bunun yanında, hayvancılıkta verimi artırmak için kullanılan hormonlar ve entansif tarımda kullanılan transgenik tohumlar da hem insan sağlığını hem de hayvan sağlığını tehdit etmektedir. Özellikle son yıllarda bilinçsizce kullanılan böcek ilaçları, toprakta birikmelere yol açmış ve böcek türlerinin %75’ini yok etmiştir. Dışarıdan verilen suni gübrelerin %90’ı kullanıldıktan altı saat sonra havaya karışmakta, bir kısmı ise yağışlarla birlikte derelere ve doğaya bulaşmaktadır.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre ekolojik tarım, ”Üreticilerin, doğayı ve tarım alanlarını tahrip etmeden, insanlara olumsuz yan etkileri olmayan bitkisel ve hayvansal üretimde bulunması” şeklinde ifade edilmiştir. Ekolojik tarımın esas ilkesi; üretim miktarını arttırmak değil, ürünlerin kalitesini arttırmak ve bunu yaparken çevreye zarar vermeden hatta çevreye verilmiş zararı azaltmaktır. Ülkemiz açısından baktığımızda ekolojik tarım, yabancı ülkelerin çeşitli ürünler talep etmesi sonucunda özellikle 2000’li yılların başında yeni bir boyut kazanmıştır.

Bu dönemden sonra yalnızca bir üretim teknolojisi olarak değil, aynı zamanda bir felsefe olarak görülmeye ve gelişmeye devam etmiştir. Özellikle birim alan başına verim düşüklüğü sebebiyle ekolojik tarımın hızla artan nüfusu besleyemeyeceği yönünde endişeler vardır. Ancak bu durum çiftçilere yönelik olarak toprak koruma ve ıslah amaçlı eğitim programlarının geliştirilmesi, veri-toprak analizleri, robotik sistemler, sensör teknolojileri ve ıslah teknikleri ile çözülebilir.

Ekolojik Tarımın İlkeleri

Biyolojik çeşitlilik kaybının önüne geçmek, toprak kalitesini iyileştirmek ve çevreye verilen zararı azaltmak, ekolojik tarımın başlıca faydaları arasındadır. Ekolojik tarımın temel ilkelerini ise şöyle sıralayabiliriz:

Çevreye zarar verebilecek her türden tarımsal girdiden kaçınılması,
Tarım yapılan bölgeye adapte olmuş bitki türlerinin ve hayvan ırklarının seçilmesi,
Hastalıklara ve zararlılara dayanaklı çeşitlerin kullanılması,
Suni gübre, büyüme hormonu, antibiyotik gibi toprakta ve hayvan bünyesinde birikmeler yapacak ürünlerin kullanılmaması,
Bitkisel üretimde hayvansal gübre, hayvansal üretimde ise daha çok bitkisel beslemenin yapılması.

Ekolojik Tarım’da Kullanılabilecek Yöntemler

Organik ve Yeşil Gübreleme: Kompost, organik evsel atıklar, yanmış hayvan gübresi, yarı sıvı hayvan gübreleri gibi doğal maddeler kullanılabilir. Ayrıca bahçede zamanla birikecek dal ve yapraklar ya da humus tabakasını korumak adına yeşil gübre olarak toprağa yayılabilir.

Münavebe (Ekim Nöbeti): Aynı bitkinin aynı tarlaya üst üste ekilmesi, toprağın fakirleşmesine ve o bitkinin hastalıklarının artmasına neden olmaktadır. Bu da daha fazla gübre kullanmamıza ve toprağı kirletmenize neden olmaktadır. Ekim nöbeti ile toprak, mineral maddeler bakımından eksikleri tamamlayabilecektir. Özellikle tarımda sürekli karşımıza çıkan azot eksikliği, toprakta azot depolama özelliliği olan baklagillerin ekilmesi sayesinde çözülebilir.

Zararlı Kontrolünde Alternatif Ürünler: Pestisit gibi toprağa çok zararlı maddeler yerine hastalık ve zararlı durumuna göre; sodyum bikarbonat, potasyum sabunu (Arap sabunu), bal mumu, kaya tozu, kükürt, bordo bulamacı gibi alternatif ürünler kullanılabilir.